Ana içeriğe atla

Henüz Bitmedi

Çok yorgunsun,                                                                                            

Her şey üzerine hiç olmadığı kadar geliyor.

Sanki dünya bir olmuş ve seni sımsıkı köklerle bağlı olduğun topraktan sökmek istiyor değil mi?

Korkuyorsun.

Haklısın da… Koca bir çınar yıkıldığı zaman yer yerinden oynar biliyorsun çünkü.

Belki de kendini bir gelincik çiçeği gibi hassas ve kırılgan hissediyorsun.

Kim bilir… belki de öylesin.

Her şey yolunda giderken ve tüm hayatın gayet huzurlu seyrederken bu sorunlar seni neden buldu ki?

Dingin sularda manzarayı seyre dalmışken bu koca dalgalar da nereden çıktı?

Hayatın kıyısından köşesinden dolaşıyordun kime zararın dokundu ki bunları hakettin öyle değil mi? 




“Kendine bunları sorma, eziyet etme” demeyeceğim! Asla!

Sor! Daha da fazla sor hatta.

Bak ben sana bir hikaye anlatacağım.

“Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye kabuğunu açmış. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecekleri toplayıp midesine gönderiyormuş.

Aniden, yakındaki bir balık, bir kuyruk darbesiyle kum ve çamur fırtınası yaratmış. İstiridye de kumdan nefret edermiş; zira kum öylesine pürüzlüymüş ki, kabuğunun içine bir kum tanesi kaçsa son derece rahatsız olurmuş. İstiridye derhal kabuğunu kapatmış; sert ve pürüzlü bir kum taneciği içeri girip, iç derisi ile kabuğu arasına yerleşmiş.

Aman Allah'ım, şu kum tanesi istiridyeyi ne de çok rahatsız ediyormuş. Ama, kabuğunun içini kaplaması için kendine verilmiş olan salgı hücresini derhal çalıştırarak, minik kum tanesinin üstünü kaplamaya başlamış; ta ki, nefis, parlak ve düzgün bir örtü oluşuna kadar... İstiridye yıllar yılı minik kum taneciğinin üstüne katlar eklemeye devam etmiş ve sonunda müthiş, güzel, parlak ve son derece değerli bir inci oluşmuş.”

Sana zorluk gibi görünen, seni hayattan soğutan sıkıntılar, problemler bu kum taneciği aslında. Karşına gelen o dağ boyu problemlerin hepsi aslında sana bir hediye.

Moliere’nin dediği gibi:” Zorluklar, başarının değerini arttıran süslerdir.

Goethe de,” Hayatın nimetlerinin değerini bize öğreten, ancak hayatın zahmetidir.” diyor.

Şimdi ağlamayı, sızlanmayı bırakıp başına gelenlerden neleri öğrendiğine bakacaksın.

Kendine dön. Sorular daha doğrusu güçlü sorular sor. Cevabını bulacaksın.

Vazgeçme.

Ve belki de en önemlisi küçük de olsa bir adım at.

İyileşecek ve güçleneceksin.

Çünkü; Zorlukla beraber, bir kolaylık vardır(İnşirah,6).

Daha yapacak çok işimiz var. Atacak adımlarımız ve bu dünyaya bırakacak bir imzamız var.

Bitti gibi geliyor değil mi?

Hayır!

Henüz bitmedi.

Şimdi başlıyorsun.

Yorumlar

  1. Eline , kalemine, yüreğine sağlık Aziz Dostum ! Yine ışığından bir demet karanlıklarımızı aydınlattı... Var ol !

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliye...

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Müthiş Psikoloji, Hayır Diyebilme Sanatı - Sınırların Kadar Özgürsün

Sanırım en çok zorlandığımız konulardan bir tanesi sınırlarımızı korumak. Bunun bir çok nedeni var tabii. Örneğin yetiştirilme tarzımız. Bu kitapta çok güzel örneklerle neden sınırlarımızı koruyamadığımızı ve HAYIR diyemediğimizi anlatıyor. Kitap bence herkesin okuması gereken bir eser. Arka kapaktan... Gerçekten “özgür” müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi? Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi? Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz? Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi? Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu? Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu? D...