“Eğitimlerdeki Zombiler ve Onlarla Başa Çıkma Yolları”
isimli yazımı Linkedin’de paylaştığımda bir hanımefendi şöyle bir anısını
paylaşmıştı. Kendisi eğitim vermek için bir ilaç firmasına gitmiş ve oradaki
yöneticilerden birinin ”ben bu firmada 600 küsur eğitime gittim ve hiçbir işime
yaramadı” gibi bir tepkiyle karşılamıştı. Yöneticinin 600 eğitimi nasıl
aldığını bilemiyorum ama yine de içerisinde bir takım doğruları bulunduran bir
yakarış olduğunu ifade etmeliyim. Gerçekten de o yöneticinin 600 eğitime
ihtiyacı var mıydı? Eğer vardıysa şuan o eğitimlerde kazandığı bilgi, beceri ve
tutumları neden kullanmıyor, kullanamıyor? Sanıyorum bu soruların cevabı şu
olmalı: Eğitim Obezliği.
Eğitim obezliğini anlatmadan önce obez ne demektir öncelikle
buna bakmak istiyorum. Türk Dil Kurumu obezi aşırı şişman olarak tanımlıyor.
Bir nevi bünyenin ihtiyacından fazla gıda tüketilmesi sonucu oluşan durum da
diyebiliriz. Obezite bireylerin ve devletlerin başına ciddi bir bela artık.
Ciddi sağlık problemlerinin yanında, önemli oranda yaşam kalitesini düşürüyor
ve buna bağlı olarak da performans kaybına sebebiyet veriyor. İşte bu sebeple
konu çok ciddi.
Sanıyorum millet olarak obeziteyi yalnızca fiziksel anlamda
yaşamıyoruz. İşlerimizde, ilişkilerimizde daha doğrusu hayatımızın her yerine
obeziteyi yerleştiriyoruz. Melih Arat bir yazısında duruma başka bir pencereden
bakmıştı. Arat’ın “ Zihinsel Obezite” olarak tanımladığı durum biraz daha
tembellik sonucu oluşan zihin yağlanmasıyla ilgiliydi (bknz. Zihinsel Obezite).
Eğitim obezliği ise tembellik, çalışmamak sonucu oluşan bir durum değil, ihtiyaç
fazlası alınan eğitimler sonucu oluşan bir durum. Şimdi akla fazlaca alınan
eğitimin nasıl bir mahsuru olabilir ki gibi bir soru gelebilir. Benim bu soruya
yanıtım, evet çokça mahsuru var. Neden mahsuru olduğunu sorgulamadan önce
firmaların çalışanlarına neden bu kadar fazla eğitim aldırdıklarına bir bakmak
istiyorum.
Benim tespit ettiğim maddeler şöyle:
- Çalışana motivasyon olsun
- Adamlar hergün hergün iş yerinde. Biraz çıksınlar eğlensinler, rutinden kurtulsunlar.
- Arkadaşın terfi alması mümkün değil ama aynı zamanda çok da başarılı ne yapacağız? Yurtdışına eğitime yollayalım.
- Eğitim ihtiyaç analizi anketi sonucu çalışanlar bu eğitimleri istiyorlar. Yollayalım gitsinler bari.
- Bu sene moda eğitimler nelerdir?
- Ya bizim yöneticinin bir tanıdığı varmış. Eğitmenlik, danışmanlık ve koçluk yapıyormuş. Eğitim vermesi gerekiyor bizde. Çalışanlara hemen maille duyuralım, eğitime davet edelim.
- Eğitim birimi olarak acaba hangi eğitimleri versek de millet bizim ne kadar da iyi çalıştığımızı anlasa?
- Vs…
Maddeleri çoğaltmak hatta yüzlercesini yazmak mümkün.
Görüldüğü üzere obezliğe sebep olan sebepler genelde plansızlık ve amaçsızlık.
Eğitim birimlerini yönetenlerin işlerini bilmemesi ve gerekli araştırmaları
yapmamaları, şirketlerin eğitim vizyonunun eğitim saatini doldurmak ve laf
olsun diye ne kadar da güzel yaptık ne çok saat ve ne kadar çok kişiye eğitim
verdik demek, eğitim profesyonellerinin şirketlerinin stratejilerinden bi haber
olmaları ve daha fazlası sebepler.
Yukarıdaki tüm bu sebeplerin kökeninde kurumsal eğitimi,
yetişkin eğitimini bilmememiz yatıyor. Şimdi sebepleri anlattıktan sonra bize
nasıl sonuçlarla döneceğine bakalım.
Eğitim obezliğinin sonuçları
- Eğitime, eğitim birimine olan inanç zayıflar hatta yokolur.
- Gerçekten de alınması gereken ve ihtiyaca yönelik eğitimlere daha önceden oluşmuş önyargılar sebebiyle motive şekilde iştirak edilemez
- Eğitimlerin etkinliği düşer
- Kişiler eğitim biriminden gelen tüm iletilere kayıtsız kalmaya başlarlar
- Gereksiz maliyet artışları olur.
- Eğitim bütçesi yanlış eğitimler, eğitmenler ve katılımcılarla birlikte boşa harcanmış olur.
Elimden geldiğince tanımlamaya çalıştığım eğitim obezliğinin
sebeplerini ve vahim sonuçlarını görmüş olduk. Son derece tehlikeli bulduğum bu
“bol bol eğitim olsun gerisi eften püften olsun” anlayışı kurumlarda ciddi bir
yorgunluğa sebebiyet verecektir. Performansı arttırması beklenen eğitimler tam
aksine performansı düşüren etmenlerden olacaktır.
Şirketlerin eğitim obezliğinden kurtularak nasıl daha
sağlıklı bir eğitim süreci kurabileceklerini anlatacağım bir sonraki yazımda
görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın.
bir sonraki açıklayıcı yazınızı merakla bekliyorum.
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum Atilla Bey :)
YanıtlaSil