Temmuz ayından beri süren blog serüvenime kıymetli dostum Cem Berk'ten de bir katkı geldi. Kendisi eğitim tasarımı hususunda epey yol katetmiş bir eğitim profesyoneli. Çok önceleri kendisinden duyduğum "Artırılmış Gerçeklik" kavramına dair bir yazı hazırladı. Kariyerine ETİ'de Öğretim Tasarımı Uzmanı olarak devam eden Cem'in bu enfes yazısı için kendisine çok teşekkür ediyor ve yazılarının devamını diliyorum.
Keyifli okumalar
Eğitimde artırılmış gerçeklik uygulamalarının zamanı geldi de geçiyor
bile!
Özellikle motor becerilerin
kazandırılmasına yönelik teknik eğitimlerde, katılımcıların tümüne eşit zamanın
ayrıldığı, her birine uygulama imkânının tanındığı, anında geribildirimin
sağlandığı, gürültüsüz, geniş ve ferah laboratuar ortamlarının bulunduğu bir
öğretim tasarımı yapmak, tüm öğretim tasarımcılarının rüyasıdır. Böylelikle
katılımcılar işbaşına geçtiklerinde minimum ıskarta ve maksimum iş güvenliği
ile çalışabilirler.
Gelgelelim günümüz
Türkiye’sindeki sanayi dinamikleri yukarıda saydığım imkânları sağlamakta bazı
sebeplerden ötürü yetersiz kalıyor. Bazı büyük ölçekli üretim firmaları konuya
bilimsel ve görece hassas yaklaşsa da geri kalan işletmelerin büyük bir
kısmının henüz eğitim departmanı bile yok.
Bu durumun sebepleri arasında
zaman ve üretim baskısı, eleman yetiştirme süreçlerinin işverenlerin
öncelikleri arasında bulunmaması, talep dalgalanmaları, bilinçsizlik, kalifiye
işgücünün bulunmaması, sendikal sorunlar vb. birçok durum gösterilebilir. Biz
öğretim tasarımcılarının gücü bu sorunları çözmeye ne kadar yeter bilinmez
ancak bu zorluklar içerisinde çalışanları en iyi şekilde yetiştirmeyi sağlayacak
öğretim tasarımları yapmak elimizde.
Kişilerden belirli teknik
becerileri kazanmalarını istiyorsak, onlara konuyu uygulamalı olarak aktarmak
zorundayız. Bu durumu özetleyen güzel bir Çin atasözü var: “Duyarsam unuturum,
görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim”. Yukarıda bahsettiğim sebeplerden
ötürü çalışanların tümüne uygulamalı eğitim vermenin mümkün olmadığı
durumlarda, öğretim tasarımcılarının gelecekte oldukça işine yarayacak bir
teknolojik yenilik günlük hayatımıza giriyor: “Artırılmış Gerçeklik (Augmented
Reality) Teknolojisi”. İlk etapta kulağa bir bilimkurgu filmi ismi gibi gelse
de bu teknoloji özetle, gerçek dünyada çeşitli simülasyonlar yapmamıza, gerçek
mekan ve nesnelerle 3 boyutlu görselleri birleştirmemize imkân tanıyor.
Artırılmış gerçeklik uygulamaları
için ihtiyacınız olan minimum gereksinim: Bir adet kameralı ve MEMS
(mikroelektromekanik yani pusula, ivmeölçer, jiroskop vb. donanımlara sahip)
uyumlu çoklu ortam oynatıcısı (örn: tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar, oyun
konsolları vb.), AR (Augmented Reality) kartları ve cihazınıza yüklü bir AR
programı. İlk bakışta karmaşık gelebilir ancak kullandığınız iPhone, iPad ya da
PlayStation Vita vb. ürünlerle bu tür uygulamaları çalıştırabilirsiniz.
Bu teknoloji sayesinde çoklu
ortam oynatıcınızın ekranında 3 boyutlu simülasyonları izleyebilir, bunlarla
etkileşime geçebilirsiniz. Örneğin masanızın üzerinde yemeğinizi yerken, kahvaltı
tabaklarının yanında bir makinenin sökülüp takılmasını 3 boyutlu olarak
inceleyebilirsiniz. Bir başka örnek, üretim sahasında bir makinenin üzerindeki
ayar yerlerini ekrandan 3 boyutlu olarak inceleyebilir, ayar simülasyonları
yapabilirsiniz. Buna benzer onlarca farklı uygulama ile eşanlı ya da farklı
zamanlarda birçok insana ulaşabilir, teknik eğitimlerinizi kolaylıkla
gerçekleştirebilirsiniz.
Konu ile ilgili olarak ufkumuzu
açacak bazı uygulama alanlarını sıralamak gerekirse:
·
Tıp doktorlarına yönelik ameliyat eğitimleri
·
Pilotlara yönelik uçuş eğitimleri
·
Askeri eğitimler
·
Arkeoloji eğitimleri
·
Mimari eğitimler
·
Sürücü eğitimleri
·
Sanat eğitimleri
·
Yabancı dil programları
·
İş güvenliği eğitimleri
· Örgün eğitim ve açıköğretim süreçlerindeki
uygulamalı dersler
·
Endüstriyel teknik eğitimler
·
Firmaların oryantasyon eğitimleri
·
…
Bu uygulama şu an için eğlence sektörü başta olmak üzere, navigasyon, turizm, reklam ve tanıtım alanlarında sıklıkla kullanılıyor. Ancak unutulmamalıdır ki hemen her teknolojik yenilikten nasibini en son alan sektör eğitim oldu. Öğretim tasarımcıları olarak bu teknolojiyi kullanma konusunda ısrarcı olmalı ve fütürist yaklaşımlara her zaman açık olmalıyız. Bu teknolojiyi ne kadar çabuk kabullenir ve öğretim tasarımlarımızda kullanırsak o kadar çok yol almış olacağız. Kim bilir, belki de ülkemizin teknik eğitim süreçlerinde yaşadığı sıkıntıları çözmeye bir adım daha yaklaşırız…
Cem BERK
Yorumlar
Yorum Gönder