Ana içeriğe atla

Ya Birlik Olacağız Ya Da Birlikte Yok Olacağız

Kaybettiğim çok oldu.

Sağlığımı kaybettim, sevdiğim insanları kaybettim.

Kazanmayı düşlediklerimi, paramı, işimi, güvenimi kaybettim.

Düşlerimin elimden kaydığı günler oldu. İnandığım insanların arkasında yolumu kaybettiğim çok oldu.

Kaybetmediğim tek bir şey vardı. Umudum.


Bugünlerde kimse umuttan bahsetmiyor. Varsa yoksa her şeyin daha kötü olacağını hep bir ağızdan haykırıyor cümle alem.
Umudunuzu yitirmeyin dendiğinde size gerçeklerden(!) bahsediyorlar. Biz realistiz diyorlar. Ancak Albert Einstein da “Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Hayal gücü ise her yere.” Diyor.

Gerçekçilerin unuttukları bir şey var. Bu dünyada her neyi başardıysak umudumuzla başardık.

Çanakkalede’de 7 düvele meydan okuyamazsınız, kaybedersiniz dediler. Yendik.

Hasta adamsınız. Bittiniz. Tekrar ayağa kalkamazsınız dediler. Cumhuriyeti kurduk.

Siz ilerleyemezsiniz, büyüyemezsiniz ve dünyada belirleyici rol oynayamazsınız dediler. 15 Temmuz’da cevaplarını verdik.

Daha önce yaptık. Yine yapacağız. Bu zor günlerin üstesinden hep beraber yine geleceğiz. Birbirimize sarılacağız ve bize sadece umutsuzluk aşılayan, ruhumuzu daraltan sözleri geviş getirmeyeceğiz.

Olumsuzluğun kimseye faydası yok. Yeni bir şeyler söylemek lazım.

Çabalamak, gayret etmek lazım.

Edgar Allan Poe’nın dediği gibi:

“Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”

Umudunuzu asla ve asla kaybetmeyin. Ülkemiz ve milletimiz bu büyük sınavı hakkıyla verecektir. Her şey geride kaldığında umudunu diri tutanlar aydınlığa çıkacaktır.
Ülkenize, milletinize, devletinize ve özellikle kendinize inanmaya devam edin. Albert Camus’un dediği gibi.“İnancın yere düşerse silahın da yere düşer.”


Sevgiyle ve umutla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliyetler

Değişim

Bu blogta, eğitimle ilgili ve son dönemlerde de koçlukla ilgili yazdığım birkaç yazı dışında farklı konular kaleme almıyorum. Genelde insana dokunan yazılar paylaşmaya çalıştım. Kariyer hayatımda İnsanı, sistem gibi makinenin bir parçası olarak gören işlerden elimden geldiğince kaçındım. Belki de bu sebeple eğitimi diğer İK süreçlerine göre daha çok sevdim. Bir eğitim tasarımı yapmak, içerik hazırlamak, hazırlanan içeriği ister uzaktan ister yakından olsun sunmak, kişide değişime vesile olmak… İşte bu ve daha sayamadığım birçok şey beni eğitimle ilgili birisi yaptı. Hayatımın başka hiçbir kısmında eğitimden aldığım keyfi alamadım. Keza koçluk da böyle bir şey… İnsana dokunuyor. Kişilerin hayatında olumlu dönüşümler ve gelişimler oluşturmanıza vesile oluyor. İşte bu tam da bana göre. Bazen neden diye soruyorum. Neden kişilerin hayatlarında değişime ve gelişime vesile olacak işleri çok seviyorum. Belki de bunun cevabı, tüm hayatım boyunca gelişim ve değişimin en büyük arzuları