Ana içeriğe atla

İşverenler yabancı dil bilgisini işe alımda ne kadar önemsiyor?

Kariyer.net tarafından düzenlenen ve yaklaşık 85 bin kişinin yanıtladığı “İş hayatında yabancı dil” anketine göre işverenlerin % 46’sı “İşe alırken en önemli kriter yabancı dil” derken; çalışanların %38’i yabancı dil bilgilerinin iş hayatı için yetersiz olduğunu söylüyor.




Her ne kadar kabul etsek de etmesek de İngilizce şuan Dünya üzerindeki en önemli dil. Öyleki şuan Dünya üzerinde üretilen bilginin çok büyük bölümü İngilizce olarak üretiliyor. Bu da şu anlama geliyor. Siz bir konuda ilerlemek ve gelişmek istiyor, konuyu akademik anlamda derinlemesine çalışmak istiyorsanız İngilizce’yi öğrenmek zorundasınız.

Bu anlamda Kariyer.net’in yaptığı araştırma anlam kazanıyor. Günümüzde firmaların önemli kısmı üretilen bilginin büyük kısmına ulaşabilecek, farklı kültür ve ekonomilerle iletişim kurabilecek personeli kadrosuna katmayı istemekte. Tabii İngilizce istenilen personelin bilgisini ne kadar kullanabildiği tartışılır. Bu, farklı bir yazının konusu. 

Kariyer.net’in anketine göre; iş ilanlarını yayınlayan işverenlere yöneltilen, “Çalışanlarınızı işe alırken yabancı dil bilgilerini önemsiyor musunuz?” sorusuna verilen cevaplara göre yabancı dil önemli, ancak çoğu zaman da birinci tercih nedeni değil. İşverenlerin % 46’sı yabancı dil bilgisi için “Evet, en önemli kriterimiz” derken, bunu %41 oranıyla “Tercih nedeni olsa da birinci derecede önemli değil” cevabı takip ediyor. İşverenlerin sadece %13’ü “Hayır, bizim için önemli değil” yanıtını veriyor.

Anket sonuçlarını değerlendirdiğimizde ülkemizde işe alımlarda yabancı dilin, özellikle İngilizce’nin çok önemli olduğunu görebiliyoruz.

Ankette çıkan diğer sonuçlar ise şu şekilde:

· En çok bilinen ve en çok aranan dil İngilizce

· Çalışanların %62’si yabancı dili aktif olarak kullanmıyor

· En çok bilinmek istenen dil de yine İngilizce

Sonuçlarda da görüleceği üzerine dil kullanılmama oranı yüksek ancak yine de işverenin dil bilgisi arıyor olması bir tezat gibi görünüyor.

Açıkçası ben buna işveren değil de çalışan tarafından bakıyorum. Bana göre yabancı dili işverenin istemesi bir önem arz etmiyor. Bugün kariyerinde sıçrama yapmak isteyen herhangi bir çalışanın yabancı dili ve özellikle İngilizce’yi bilmesi çok önemli.

Özcesi, yeni bir dil öğrenmek bize hem kariyer anlamında hem de yaşam standartları noktasında ciddi katkılar sağlayacaktır.

Atalarımızın söylediği gibi ''Bir dil bir insan, iki dil iki insan''

Sevgiyle kalın…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliyetler

Değişim

Bu blogta, eğitimle ilgili ve son dönemlerde de koçlukla ilgili yazdığım birkaç yazı dışında farklı konular kaleme almıyorum. Genelde insana dokunan yazılar paylaşmaya çalıştım. Kariyer hayatımda İnsanı, sistem gibi makinenin bir parçası olarak gören işlerden elimden geldiğince kaçındım. Belki de bu sebeple eğitimi diğer İK süreçlerine göre daha çok sevdim. Bir eğitim tasarımı yapmak, içerik hazırlamak, hazırlanan içeriği ister uzaktan ister yakından olsun sunmak, kişide değişime vesile olmak… İşte bu ve daha sayamadığım birçok şey beni eğitimle ilgili birisi yaptı. Hayatımın başka hiçbir kısmında eğitimden aldığım keyfi alamadım. Keza koçluk da böyle bir şey… İnsana dokunuyor. Kişilerin hayatında olumlu dönüşümler ve gelişimler oluşturmanıza vesile oluyor. İşte bu tam da bana göre. Bazen neden diye soruyorum. Neden kişilerin hayatlarında değişime ve gelişime vesile olacak işleri çok seviyorum. Belki de bunun cevabı, tüm hayatım boyunca gelişim ve değişimin en büyük arzuları