Ana içeriğe atla

Kendin Pişir Kendin Ye Eğitim


Kendin Pişir Kendin Ye Eğitim 



Hazır Yemekten Bıkmadınız Mı?


Hazır yemek bir ihtiyaç. Acelemizin olduğu zamanlarda en önemli kurtarıcı. Dondurulmuş gıdayı alırsınız ve biraz ısıtır servis edersiniz.
İşte bu kadar basit!
Peki ya besin değerleri?
Yorum yok!
Halbuki pazardan taze taze aldığımız sebzemizle, kendi bildiğimiz ve ihtiyacımız olan şekliyle , istediğimiz ölçüde ve kıvamda bir yemek yapmak çok daha iyidir. Her şeyden önce arzu ettiğiniz gibi yapılmıştır. Seri üretim değildir. İhtiyacınız kadarı pişirilmiştir. Ve belki de en önemlisi besin değeri yüksektir.
Evet biraz zahmetlidir ama keseye de bünyeye de katkısı büyüktür.

Bir eğitimi tasarımlıyoruz 


Türkiye’de azınlıkta kalan birkaç firmayı dışarıda tutarsak bir eğitimin hangi aşamalardan geçtiği, olgunlaştığı ve servis edildiğiyle ilgili çok fazla şey bilinmiyor. Eğitim ihtiyacı, öğretim tasarımı, öğrenenler, öğretim stratejileri, vb. konulara bir haber yüzlerce firma var.
İşte bu ihtiyaç, bana bu yazı dizisini hazırlamaya yönlendirdi.  Blogda bundan  sonraki süreçte haftada bir olmak üzere bir eğitimin nasıl tasarımlandığını beraberce öğrenmeye çalışacağız. Bu süreçte zaman zaman kavramlara bakacak kimi zamanlarda da örnekler üzerinden konuyu anlamaya çalışacağız. Adım adım tüm süreci göreceğiz.
Önümüzdeki haftada yayımlayacağımız yazımıza kadar bakmanızı tavsiye edeceğim birkaç kavram var.

Eğitim, Öğretim, Yetiştirme, Öğretme, Öğrenme

Temel kavramların üzerinden gideceğimiz ilk yazıda yukarıdakilere mutlaka göz atmanızı öneririm.
Sonraki “Bir Eğitimi Tasarımlamak” yazısında görüşmek üzere…

Yorumlar

  1. Şirket içinde ve eğitim danışmanlık sektöründe yeterincxe özen gösterilmeyen bir konu Program Tasarımı....Bu konuyu ele aldığınız için tebrik ederim. Diğer yazılarınızı da merakla bekliyor olacağım.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Şükran Hanım. Yeni yazılarda buluşabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  3. Ben hazır eğitimleri veya hazır yönetim sistemlerini, butiklerdeki kıyafetlere benzetirim. Herkesin ölçüleri birbirinden farklıdır ama o standart kıyafetin içine insanlar girmeye çalışılır.
    Her şirketin kültürü, vizyonu ve hedefleri birbirinden farklı olduğu için aslında eğitimlerin ve yönetim sistemlerininde şirketlere terzi usulü dikilmesi gerekir. Bu zor ve zaman alıcı bir iştir, şirketlerin böyle gelişimlere zaman ayırması ve gerekli desteği vermesi gerekir.

    YanıtlaSil
  4. Konuyu çok güzel yorumlamışsınız. Butik örneği tam da anlatmak istediğimin üzerine oturuyor.

    Maalesef şirketler bu konuda biraz hazırcılığa kaçıyor. Butiklerdeki kıyafet örneğinizdeki gibi şirketin ölçülerine uymuyor. Uydurmaya da çalışınca başka türlü olumsuzluklar yaşanıyor.

    Değerli yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliyetler

Değişim

Bu blogta, eğitimle ilgili ve son dönemlerde de koçlukla ilgili yazdığım birkaç yazı dışında farklı konular kaleme almıyorum. Genelde insana dokunan yazılar paylaşmaya çalıştım. Kariyer hayatımda İnsanı, sistem gibi makinenin bir parçası olarak gören işlerden elimden geldiğince kaçındım. Belki de bu sebeple eğitimi diğer İK süreçlerine göre daha çok sevdim. Bir eğitim tasarımı yapmak, içerik hazırlamak, hazırlanan içeriği ister uzaktan ister yakından olsun sunmak, kişide değişime vesile olmak… İşte bu ve daha sayamadığım birçok şey beni eğitimle ilgili birisi yaptı. Hayatımın başka hiçbir kısmında eğitimden aldığım keyfi alamadım. Keza koçluk da böyle bir şey… İnsana dokunuyor. Kişilerin hayatında olumlu dönüşümler ve gelişimler oluşturmanıza vesile oluyor. İşte bu tam da bana göre. Bazen neden diye soruyorum. Neden kişilerin hayatlarında değişime ve gelişime vesile olacak işleri çok seviyorum. Belki de bunun cevabı, tüm hayatım boyunca gelişim ve değişimin en büyük arzuları