İşlerim, yüksek lisans, eğitimler, sunumlar, yazılar, ödevler ve başka koşturmacalar içerisinde olduğum ve hayatımın hiçbir zaman diliminde olmadığı kadar yoğun olduğum bir dönemdeyim. Öyle yoğun ki sabahları evden 05.30’da çıkıp genellikle gece 23.00 civarı eve adımımı atabiliyorum.
Günlerden bir akşam eve erken gidebildim. O gün akşam dersim yoktu. Eve erken gitmek demek kızıma ve eşime daha fazla vakit ayırabileceğim anlamına geliyordu. Akşam eve girdikten sonra yemek seansını, çay ve sohbet takip etti. Yalnız o akşam diğer akşamlardan farklı bir şey olduğunu fark etmem çok da uzun sürmedi. Kızımız Elif Sare epey yaramazlık yapıyordu. Ayrıca çocuk inatlaşmasının ne demek olduğunu anladığım bir akşam olmuştu.
Şaşkındım ama durumu anlamıştım. Koşturma esnasında kızımı bir miktar belki de ihmal etmiştim. Ve belki de o dikkatleri üzerine çekmek için böyle bir yöntem geliştirmişti.
İnsan bu gibi durumlarda ne yapacağını şaşırıyor bazen. Danışacak bir merci bir kaynak arıyorsunuz. Ben çocukluğumdan beri yaptığım şeyi yaptım. Dostlarıma gittim. Kitaplarıma. Çocuk gelişimi hakkındaki kitapları karıştırmaya başladım. Tam olarak istediğim cevabı bulamamıştım ancak bu arayış içerisinde çocuğumla iletişimimin nasıl olması gerektiğine dair sayfalara ulaştım.
Fark ettim ki çocuklar ilk olarak bizim davranışlarımıza göre hayatı anlıyor ve yorumluyorlar. Bizlere bakarak öğreniyorlar. Bizlerdeki tutum, davranış ve söylemleri kendilerine göre analiz ediyor ve yeni davranış kalıpları geliştiriyorlar.
Çocuğumuzla olan iletişimimiz çok çok önemli. Bu öylesine önemli ki çocuğun hayata bakışını bile belirleyebiliyor.
Okumalarımdan çıkan Çocukla İletişime dair bazı öneriler ise şu şekilde:
1. Tutarsızlıklara Dikkat
Eğer bir karar veriyorsanız bunun arkasında durmayı başarmalısınız. Tutarsızlığı çocuklar farkediyorlar. Ailenin belirli yaptırımları kararlılıkla sürdürmesi çocukta güven duygusu yaratıyor. Bu güven duygusu ise iletişimi zamanla güçlendiriyor.
2. Bırakın Konuşsunlar
Çocuğu kendini ifade etmesi konusunda cesaretlendirmek çok önemli. İletişim kurmaya çalıştığında ona ufak övgülerde bulunun. Bu övgüler olumlu pekiştireç görevi görecek ve ilerleyen yaşlarda kendisini ifade etmek çok daha kolay olacaktır.
3. Ben Diline Dikkat
Suçlayıcı sen diline dikkat edilmeli.
“Sen sürekli youtube başındasın.” Değil,
“Çok fazla Youtube izlediğini düşünüyorum. Bu beni çok üzüyor” şeklinde kullanılmalı.
4. Abartı Beklentilere Dikkat
Çocuğunuzun yaş dönemine uygun beklentileriniz olsun. Örneğin, Oyun çağındaki bir çocuktan misafirlikte uzun süreler oturmasını beklemek anlamsızdır. Bu hem sizi hem de çocuğu yoracaktır.
5. Dinleyin
Dinliyor gibi değil, gerçekten dinleyin. Gözlerine bakın, başınızı sallayarak onaylayın ve söylediklerini yansıtın.
6. Söz Verin ve Sözünüzü Tutun
İnsanlar genelde keyifli oldukları anlarda kolay söz verme eğilimindedirler. Böyle bir anda çocuğunuza verdiğiniz söz her neyse onu tutun. Aksi halde çocuğunuzun güvenini yitirirsiniz.
7. Yalanlara Dikkat
Bir misafirliğe gittiğinizde çocuğunuz oradaki ortam ve çocuklardan ayrılmak istemeyebilir. Ancak sizin de evden ayrılma vaktiniz gelmiştir. Böyle durumlarda çocuğu sırf evden çıkarabilmek için yalana başvurmayın. Örneğin, evdeki diğer çocuğu kastederek “ yavrum o kardeş de bizle gelecek hadi çıkalım” dememelisiniz. Ona gerçeği söyleyin. Her ne kadar sizi yoracak olsa da sonrasındaki hayal kırıklığına göre çok çok daha iyi olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder