Ana içeriğe atla

Ajda Pekkan İç Eğiticiniz Olsaydı Nasıl Eğitimler Yapardı?


Ne alaka diyen çok olacaktır. Ama tıpkı “Eğitimin Usain Bolt’u Olmak İçin Garantili 5 Yol” yazımda olduğu gibi farklı alanlarda önemli başarılara imza atmış kişilerden feyz alınabilecek onlarca nokta olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu tip profesyonellerin hayatlarına ve iş yapış şekillerine bakarak kendi işimize transfer edebileceğimiz muhteşem yollar bulabiliriz. Önemli olan işin kuramsal temellerine bağlı kalarak daha üretken ve yaratıcı yollar keşfedebilmekte gizlidir diye düşünüyorum. Şahsen geliştirdiğim hiçbir eğitimde basite kaçmamayı ve mümkün olduğunca etkili ve çekici eğitimler yapmayı bir prensip olarak benimsemişimdir. İşte bu yazıda da ülkemizin en önemli sanatçılarından, sesiyle, duruşuyla ve iş yapış şekliyle adını Türk müzik tarihine altın harflerle yazdırmış Ajda Pekkan’dan aldığım dersleri, bir eğitimin nasıl verilmesi gerektiğine transfer ederek anlatmaya çalışacağım.


Ajda Pekkan

Konsere hazırlanıyoruz ( Eğitime Hazırlanmak)
Bir gazetede Pekkan’ın konserlerine çok titiz bir şekilde hazırlandığını okumuştum. Sanıyorum  Pekkan’ın bu titizlini bilen organizasyondan sorumlu kişiler zaten dikkatli ve titiz bir hazırlık yapıyorlardır.  Pekkan konserden önce, konserin iyi geçmesi için konser alanına öncelikle bir bakar. Oturum planı nasıl? Seyirciler rahatlıkla konseri izleyebilecekler mi? Bu soruların cevabı çok önemli. Çünkü konseri rahat bir şekilde izleyemeyen seyirci konserden de zevk almayacaktır.


Ders 1
“Eğitime mutlaka eğitim başlamadan önce gidin. Tahtanızı, boardmarkerı ve oturma düzenini muhakkak görün ve gerekli düzenlemeleri yapın. Aksi halde eğitiminiz esnasında yapmayı planladığınız etkinlikler çöpe gidebilir ya da sağlıklı bir şekilde uygulanamayabilir.”

Konserden önce elektronik sistemlerin kontrol edilmesi çok önemli. Amfilerin kontrolü, mikrofon, ses çıkışı, arkadaki perdenin ve aktarılacak görüntülerin kontrolü çok ama çok önemlidir.  Ajda Pekkan gibi bir sanatçı asla konserlerinde hazırlıksız yakalanmaz. Olası tüm problemleri önceden görmeye çalışır, ekibe mutlaka hazırlıkları sorar. İşte bu onun profesyonelliğinin sırrıdır.


Ders 2
“Eğitimden önce mutlaka bilgisayarınızı çalıştırın ve sunumunuzu ekrana yansıtın. Renkleri, fontların büyüklüğünü kontrol edin. Eğitim alanının ekrana, perdeye en uzak yerine giderek sunumunuzun okunabilirliğini test edin. Unutmadan, gitmişken pointerınızın o mesafeden çalışıp çalışmadığını kontrol edin. İnternet bağlantınızı ve diğer gerekli programlarınızı test edin. Eğitim sırasında lazım olacak ne varsa önceden test edilmiş olsun. Ve en önemlisi hoparlörünüzü test edin. Başıma bir kez geldi. Size konuyla ilgili çok güzel bir video izleteceğim deyip videoyu 15 dk. çalıştıramadım. Çalıştırdığımda da bu sefer ses sıkıntısı karşıma çıktı. Katılımcıların benim amatörlüğümle ilgili düşüncelerini artık varın siz düşünün. “


Pekkan’ın konserlerinde ortamın ısısı çok önemlidir. Seyircilerin konsere kendileri verebilmeleri için ısının çok önemli bir yeri vardır. Çünkü konser alanı çok sıcak ya da çok soğuksa seyirciler konseri dinlemek yerine ortam ısısına ayak uydurmak için çalışacaklar ve güzelim performansı kaçıracaklardır. Yalnızca ısı değil aydınlatma da çok önemlidir. Hatta aydınlatma konusu konserin etkililiğini arttırıp azaltacak yegane etkenlerden biridir. Seyirciler Ajda’ya odaklanabilmelidirler. Bunu da sağlayacak unsur aydınlatmadır.


Ders 3
“Eğitim ortamının ısısı çok dikkatli bir şekilde ayarlanmalıdır. Isının fazla olması ya da düşük derecelerde olması eğitime odaklanmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Siz ağzınızla kuş tutsanız dahi katılımcılar salonun iklimi sebebiyle konsantrasyon kaybına uğrayacaklardır. Aydınlatma konusunda ise dikkatin dağılması bir yana loş bir ışığın katılımcılara “hadi uyuyun! sizi buraya uyutmaya getirdik“ mesajı verebilme olasılığı fazlasıyla olasıdır. Sanıyorum bunu hiç birimiz istemeyiz.”


Teknik detaylar tamam. Şimdi biraz da süslenme vakti…

Aranızda hiç  Ajda Pekkan’ı bakımsız ve kötü kıyafetlerle konser verdiğini gören oldu mu? Cevabı yerinize ben vereyim: Asla!
Neden?
Çünkü o bilir ki seyircilerin önüne her zaman temiz ve titiz çıkmalıdır. Sahnenin kaldıracağı kıyafetler giymesi işin düsturundandır.
Aynı zamanda bakımsız bir Ajda’yı da göremezsiniz sahnede. Çünkü o bilir ki sahneye ilk çıktığında seyirciler onu özellikle fiziksel görünüşüyle notlayacaklardır. Her ne kadar yılların sanatçısı olsa da her konser onun için yeni bir ilk izlenim oluşturma durumudur. Bunu bilir ve her zaman dikkat eder.


Ders 4
“Bir eğitmen eğitime uygun kıyafetlerin nasıl olması gerektiğini bilmelidir. Şıkır şıkır bir kıyafetin katılımcıların dikkatini dağıtabileceğini bildiği gibi, bakımsız ( örn. Kravatın gevşek olması, sökük, eksik düğme, çok fazla kırışmış gömlek  - pantolon) kıyafetin de dikkatleri dağıtacağını hesap etmelidir. Önemli olan çok şık giyinmek değildir. Önemli olan temiz ve eğitimde size gerekecek konforu sağlayan bir kıyafet olmasıdır. Konforun olmamasından kastım, sizi fazlasıyla sıkan bir gömlek – ceket ya da gökdelen gibi uzun bir topuklu ayakkabıdır.
Bakım konusunda ise tırnaklar, saç ve diş temizliği çok önemlidir. Daha öncede söylediğim gibi, katılımcılar ilk önce fiziksel görünümünüze bakarak sizi notlayacaklar. Acı ama gerçek bu maalesef.”



 Şuana kadar bahsettiğimiz konular eğitime başlamadan önce yapılacaklarla alakalıydı. Ajda Pekkan’dan aldığım ilhamla hazırladığım yazıma şimdilik bir ayraç koyuyorum. Bir sonraki yazıda “sahnede olmakla “ilgili konulara beraberce bakacağız.

Keyifli günler…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliyetler

Eğitimin Usain Bolt’u Olmak İçin Garantili 5 Yol

Malumunuz 2012 Londra Yaz Olimpiyatları görkemli bir kapanışla sona erdi.  İyi çalışan, sabır gösteren, planlı ve programlı olan sporcular, dolayısıyla ülkeler emeklerinin karşılığını aldılar. Tabii bir çok sporcu ve ülke olimpiyatlara damgasını vurmuştur ama bana göre oyunlara asıl damgasını vuran tek  bir sporcu vardı: Usain Bolt. 1986 doğumlu Jamaikalı Sprinter Olimpiyat Stadyumu'nda yapılan atletizm yarışmalarında erkekler 200 metre finalinde, 19.32 saniyelik derecesiyle, dünya rekoru kıramasa da kariyerinde ikinci kez 200 metre olimpiyat altınına uzandı. Ve bunu tarihte yapan ilk atlet oldu. Usain Bolt Peki Bolt’u başarıya götüren etkenlerin iyi bir eğitim vermekle ne ilgisi olabilir? Bana göre Bolt’a bakarak feyzalabileceğimiz bir çok nokta var. Ben başarının tanımlanmasını pek sevmiyorum. Her ne kadar başlıkta garantili beş yoldan bahsetsem de doğru olana gitmenin birden fazla yolu var. İşte bu yazıda da bana göre bir eğitmeni tıpkı Bolt gibi başarıya götüre