Ana içeriğe atla

Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz, Eğitim Uzmanı Olur


Kurtlar Vadisi Irak filminin sloganından aşırdığım başlığımda,  kahramanlıkla ilgili kısmın eğitim uzmanları için geçerli olmadığını ifade etmeye çalıştım. Evet, Polat belki de sorgusuz ve amaçsız şekilde giriştiği macerasında bu sloganla başarılı olabilir ama yetişkin eğitimine bu bakış açısıyla uzak durmasında fayda var.

Konumuz yetişkin eğitimi olunca işler biraz farklılaşıyor haliyle. Daha önceki yazımda, Education mı, Training mi?, yetişkin eğitiminin farklılıklarına değinmiş, bu iki kavramın aslında birbirinden çokça farklı olduğunu ifade etmeye çalışmıştım. İşte bu yazıda da eğitim sürecinin bir amaç dâhilinde tasarımlanması gerektiğini anlatmaya çalışacağım.


Program tasarımında amaçların önemi çok fazla. Çünkü şirketteki eğitim gereksinimlerini karşılayabilmek adına bir program tasarımı yapıyoruz. Programı tasarımlamaktaki amacımız çalışanın istediğimiz davranışsal özelliği göstermesi ya da performansını arttırması olabiliyor. İşte tam da bu noktada amaçların önemi ortaya çıkıyor. Amaçları, program tasarımının başında yazmaktaki hedefimiz, aslında eğitimin sonunda amaçlarımıza ne ölçüde ulaşabildiğimizi görmemizi sağlamasıdır. Diyelim ki, siz eğitimin başında bu eğitimi alan çalışan 1 saatte 300 vida sıkabilecektir gibi bir amaç yazmışsanız, eğitimin sonunda da çalışanın kaç vida sıktığına bakarak eğitimin, program tasarımının başarıya ulaşıp ulaşmadığını anlayabilirsiniz. Sadece işin bu tarafından baktığımızda bile amaç yazmanın ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz.

Aslına bakarsanız amaçları bize yol gösteren fenerlere benzetebiliriz. Nasıl ki gemiler fenerlerden bu şekilde faydalanıyorsa, eğitimci için de amaçlar aynı görevi üstlenecektir. Bu noktada öğrenenleri de ayırt etmemek gerekiyor. Öğrenenler sadece programın amacına bakarak hangi becerileri kendilerinden beklendiğini öğrenebilir ve konuyla ilgili daha motive bir şekilde kendilerini geliştirebilirler.

Amaçlar motive eder

Eğitimde amaçların yazılmasının tek amacının eğitimin başarıya ulaşıp ulaşmadığını ölçmek olmadığını bilmemiz gerekiyor. Amaçların yazımındaki hedefin, program tasarımını ve öğreneni ölçmek olduğu gibi öğreneni motive etmenin de bir diğer hedef olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Öğreneni güçlü bir şekilde eğitime çekebilmenin yolu amaçların doğru yazılmasından geçiyor. Ayrıca eğer öğrenenler eğitim sonrasında daha önce yapamadıkları neyi yapabilecek olmaları ve kazandıkları bilgi, beceri ve davranış sayesinde ne gibi kazanımlar elde edileceğini bilirlerse (Orçun İrfan)eğitime gönüllü bir katılım göstereceklerdir.

Peki bu kadar önemli olan amaç yazmayı nasıl başarabilirsiniz?

Orçun İrfan Kurumsal Eğitmenin El Kitabı isimli çalışmasında konuyla ilgili çok güzel bir paylaşımda bulunuyor: Eğitim Amacı Yazma Yönergesi.  Yönergede gerçekten de başarılı bir amacın nasıl yazılabileceği net bir şekilde ifade edilmiş. Tabloyu inceleyebilirsiniz.


Eğitim Amacı Oluşturma Yönergesi
S
Specific
Amacın ne olduğu açıkça belli olmalıdır.
M
Measurable
Amaca ulaşılıp ulaşılmadığı somut olarak ölçülebilir olmalıdır.
A
Attainable
Amaç ulaşılabilir olmalıdır.
R
Relevant
Amaç, üretilecek bilgi/ beceri/ davranışla alakalı olmalıdır.
T
Time - Bound
Amaca ne zamana kadar ulaşılması gerektiği belli olmalıdır.


Yönergeye göre amacı oluşturmak oldukça kolaylaşıyor.  Bir deneme yapmakta fayda var.

Örnek:

Kargo Şubesi Yöneticileri, müşteriyle şubede iletişimini, 3 saatlik süre sonunda, konuyla ilgili müşteri karşılama prosedürünü başarıyla karşılayacak şekilde başarıyla uygulayabileceklerdir.

Sonuç olarak amaç yazımının eğitim – program tasarımında çok önemli bir aşama olduğunu bilmemiz gerekiyor. Tıpkı bir binanın temeli gibi amaç yazımı da program tasarımının temelini oluşturuyor. Kısacası temeli sağlam atmak, binayı sağlam yapmak demek.

Mutlu günler

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yazılarımla İKY Dergideyim

Bundan sonra her ay düzenli olarak İKY dergide yazılarımla birlikte yer alacağım. BEKAD tarafından hazırlanan " İnsan Kaynakları Yönetimi " dergisi  insan kaynakları, kişisel gelişim ve personel mevzuatı konularında yoğunlaşmış durumda. Eylül sayısındaki ilk yazım eğitimini de verdiğim "Kolonya Etkisi/ Uyanmak İsteyen" olacak. Bir tur kişisel gelişim yazısı diyebilirim. Son derece dolu bir içerikle okuyucusunun huzuruna çıkan dergiye abone olmanızı öneririm. Sevgiler, Salim Dergiye abonelik için lütfen tıklayın.

Yüzyüze Eğitimin Sonu mu Geliyor?

Yüzyüze eğitimin sonunun geldiğine, en azından şimdilik, inananlardan değilim. İnsan, insan olduğu sürece temasa ihtiyacı olacaktır. Ama yine de mevcut gelişmeleri görmezden gelemeyiz. Arkadan gelen dijital yerliler mevcut ezberi hepten unutturacak gibi görünüyor.  Bunlara ek olarak dünyada ve Türkiye’de hızla artan mobil teknoloji alt yapısı, mobil çalışan sayısını da arttırmaya başladı. Çalışanlar artık iş yerlerine gitmeden; kafelerde, evde, parkta, bahçede ve belki de yolculuk esnasında çalışabilmekteler. Ayrıca iş yerleri de maliyetlerini düşürmek için çalışanlarını dışarıya yönlendirmeye başladı. Bir araştırmaya göre 2015’te 1.3 milyar kişinin mobil çalışan olması bekleniyor. Yani insanlar artık tek bir fiziki mekanda bulunmak zorunda kalmayacaklar. Tüm bu gelişmeler ister istemez yüzyüze eğitimin geleceğini bizlere sorgulatıyor. Her ne kadar etkinliği diğer öğrenme metodlarına göre daha güçlü olsa da dünyadaki teknolojik gelişmeler ve artan maliyetler

Eğitimin Usain Bolt’u Olmak İçin Garantili 5 Yol

Malumunuz 2012 Londra Yaz Olimpiyatları görkemli bir kapanışla sona erdi.  İyi çalışan, sabır gösteren, planlı ve programlı olan sporcular, dolayısıyla ülkeler emeklerinin karşılığını aldılar. Tabii bir çok sporcu ve ülke olimpiyatlara damgasını vurmuştur ama bana göre oyunlara asıl damgasını vuran tek  bir sporcu vardı: Usain Bolt. 1986 doğumlu Jamaikalı Sprinter Olimpiyat Stadyumu'nda yapılan atletizm yarışmalarında erkekler 200 metre finalinde, 19.32 saniyelik derecesiyle, dünya rekoru kıramasa da kariyerinde ikinci kez 200 metre olimpiyat altınına uzandı. Ve bunu tarihte yapan ilk atlet oldu. Usain Bolt Peki Bolt’u başarıya götüren etkenlerin iyi bir eğitim vermekle ne ilgisi olabilir? Bana göre Bolt’a bakarak feyzalabileceğimiz bir çok nokta var. Ben başarının tanımlanmasını pek sevmiyorum. Her ne kadar başlıkta garantili beş yoldan bahsetsem de doğru olana gitmenin birden fazla yolu var. İşte bu yazıda da bana göre bir eğitmeni tıpkı Bolt gibi başarıya götüre